House Of Night Turkey
House Of Night Turkey
House Of Night Turkey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Gece Evinin Karanlık Dünyasına Ho
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Eleanor...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Eleanor Chevalier

Eleanor Chevalier


Mesaj Sayısı : 1

Eleanor... Empty
MesajKonu: Eleanor...   Eleanor... Icon_minitimeC.tesi Mayıs 29, 2010 12:04 am

Vampir.

Önceki geceki avlanmadan sonra kendini hiç iyi hissetmiyordu Dulcinea. Yeni bir av bulabilmek umuduyla dışarı çıkarken henüz batmamış olan güneşten etkilenmemek için siyah uzun bir palto giymiş, kapüşonu da yüzüne kadar çekmişti. Bu haliyle filmlerdeki orkları andırsa da dikkatle bakan biri vampir olduğunu fark edebilirdi. Sivri dişlerinin üzerinde gezdirdiği dili kanarken dişleri de birkaç saniye içinde normal bir insanın dişlerinin boyutuna gelmişti. Böyle daha az dikkat çektiğini düşünerek ilerlemeyi sürdürdü. Büyücülerin sıklıkla uğradığı domuz kafasının önüne gelince durdu. Gözleriyle camdan içeriyi süzerken kalabalık olmadığını görmüştü. Bir av bulduktan sonra rahatlıkla ortadan kaybolabilirdi. Derin bir nefes alarak kapıyı itip içeri girdi. Daha ilk bakışta dikkatini çekmiş olan küçük kız masasında oturmuş, etrafı süzüyordu. Kolay bir av olabilirdi, büyüklerle uğraşmaktansa küçüklerle beslenmeyi tercih ederdi genç kadın. Yüzünü açarak masaya doğru ilerlerken yüzüne sahteliği anlaşılmayacak bir gülümseme yerleştirmişti. Karşısındaki kızın saflığını ölçmek istiyordu, eğer tahmin ettiğinden daha zor olacaksa göz temasından etki altına almak zorunda kalabilirdi.

‘Salve’ Küçük kıza çevirdiği gözleri parıldarken yüzündeki gülümsemenin ardında boş bir ifade vardı. Latince söylediği merhaba’nın anlaşılmış olduğunu umarak sormaya bile gerek duymadan boş bir sandalyeye oturdu. Kızın mavi-yeşil arasındaki renkte gözleri şimdi kendisine dikilmişti. İlk başta iyi bir izlenim vermeye kararlı olan Dulcinea yaptığı hatayı fark etmiş olsa da izinsiz oturmasına yönelik hareketini unutturmaya kararlıydı. Yanlarına gelen garsondan ateş viskisi istedikten sonra yeniden kıza döndü. Gözleri bazen ister istemez küçük cadının boynuna kayıyor olsa da kız bunu fark edemezdi, şimdiden etkisi altına almaya başlamıştı. İçkisi geldiğinde düşüncelerini kızın üstünde yoğunlaştırmayı bırakıp biraz etrafındakileri süzdü. Kızdan alacağı tepkiyi beklerken etrafındakileri de daha iyi görebilmek istiyordu. İlk başta seçemediği daha iyi besin kaynakları olabilirdi içeride. Koyu bir sohbete dalmış iki cadı masalarının yakınında oturuyordu. İkisi de her ne kadar kilolu olsalar da kanlarının tatsız olduğunu deneyimli bir vampir hemen fark edebilirdi. Cam kenarında oturan adam da küçük kıza oranla daha kötü bir besindi. İlk gördüğü avdan vazgeçmemek üzere önüne döneceği sırada gözü kapıya takılmıştı. İçeri giren kişiyi çok iyi tanıyordu, Vera da kendisi gibi bir vampirdi.

Küçük kızın verdiği cevapla içten içe şaşırırken soğuk gülümsemesini yüzünden silmemeye devam ediyordu. Korkmadığını sezmişti ama tabi ki vampir olduğunu bilemezdi. Ayrıca varlıklarını uzun süredir sakladıkları için bir efsaneden öteye gidememişlerdi. Şimdi uzun zamandır yapmadığı bir şey yapıyordu, güneş batmadan avlanmak! Her ne kadar yıldızlar görünmeye, hava da kararmaya başlamış olsa da derisi ışığa karşı dayanıklı değildi. Gündüz yürüyen vampirlere, şehrin efendilerine özenirdi. Sabahları ışıktan etkilenmemekle birlikte bir sürü hizmetkârları da vardı. Vera’yı bekletmemek üzere kıza dönerken birden isteksizleşmişti. Kendisi aç dururken ölümsüzlüğünü borç bildiği vampire besin götürecek bile olsa rahatsızlık duyuyordu. Küçük kızdan kurtulur kurtulmaz kendi avını aramaya gidecekti. Mavi gözleri grileşirken küçük kızı ürperterek zihnine girdi. O, bunu fark edemese de kısa bir süreliğine kontrol kendisine geçmişti. Sessizce fısıldadığı kelimeleri sadece kız duyarken gözleri artık yarı yarıya kapanmıştı. Etraftakilerin hepsi kendi işleriyle uğraştığından görüntüsü değişen vampiri fark edemiyorlardı. Yeterli olduğunu düşündükten sonra yeniden insansı görünümüne dönen kadın, masanın altından kızın kolunu büktü ve zihnine yönelttiği kelimeleri bir kez daha tekrarladı. ‘ Dışarı çık! ’ Domuz kafasının kapısından kızı sürükleyerek çıkarırken bir yandan da Vera’yı arıyordu. Yanından hızla geçen gölgeyi fark ettiğinde hiç duraksamadan arkasını dönüp barın yan tarafına doğru ilerledi. Güneş tamamen kaybolurken etraf kararmaya başlamıştı. Birazdan herkes evlerine dağılacak ve küçük kızı kimse bulamayacaktı. ‘ Getirdim. ’ Vera’nın engin karanlıktan çıkıp görüneceğini umarak kızı önüne doğru itti. Gelene kadar yüz ifadesine bakmamıştı ama bir parça tedirginlik bekliyordu. Dili dişlerinin üzerinde dolaşırken teni olduğundan daha da beyazlamaya başlamıştı bile. Köpek dişleri tamamen uzadığında kızın yanına doğru inanılmayacak bir hızda yürüdü. Bu hareketi yapan vampirler daha çok havada süzülürmüş gibi görünürdü ve bunu uçmaya yorumlayanlar da olurdu. Ne var ki sadece güçlü vampirler yerden yükselebilirlerdi ve Dulcinea daha o kadar güçlü değildi. Vera’nın ilk hamlesini beklerken sağ eliyle de kızın kaçmaması için omzunu sıkıyordu. Tırnakları kızın derisine batarken yüzünde hafif bir tebessüm oluşmuştu.

Vera küçük kızı elinden çekip alırken ne olacağını görmek için seyretmeye koyulmuştu. Kız gelirken pek tepki vermemesine karşın şimdi çırpınıyordu. Vampirin dişleri boynuna yaklaşırken küçük kızın gözlerini kapattığını gördü. Yüzündeki tebessüm yerini sinsi bir sırıtışa bırakmıştı. Vera’nın yerinde olmak istemesine karşın başkalarının avlanmasını izlemekte kendine zevk veriyordu. O umutsuz çığlıklar, korku dolu bakışlar… Hepsi de inanılmaz derece eğlenceliydi. Isırma anı yaklaşırken içinde duyduğu heyecan birden sönmüştü. Vera dişlerini kızdan uzaklaştırmıştı ve üzerine doğru geliyordu. Bir iki adım geriledikten sonra şaşkınlıktan ağzının hafifçe açıldığını hissetti. ‘ Sanırım bunu hak ettin tatlım. Taze kan senindir. ’ Kızı tutması gerektiğini fark ettiğinde aradan birkaç saniye geçmişti ama kız bu saniyeden yararlanamayacak kadar etki altındaydı. Kızı tutup çekerken şaşkınlığı da geçmişti. Hizmetinin karşılığını hiçbir zaman alamayacağını sanırken Vera beklemediği bir zamanda ona taze kan sunuyordu. Böyle bir fırsatı kaçırmak aptallık olurdu. Kızın kollarını kavrayıp dişlerini boynuna yaklaştırırken aniden kızın gözlerinin içine baktı. Korkusundan dolayı acıma duygusu hissetmemişti ama ısırırken son bakışları görmek isterdi. Dönüştürmeye yönelik kan emmeyecekti, sadece beslenecekti. Küçük kız şanslıysa biraz kan kaybından halsiz düşerdi fakat kurtulurdu. Şanssızsa öteki tarafta ona da yer vardı. Dişleri kızın boynuna saplanırken beslenmenin verdiği zevkle gözlerini kapadı. Canını yaktığını biliyordu ama kız çığlık atamasın diye ağzını kapatmıştı. İçtiği kanla birlikte kendini daha güçlü hissediyordu, dişlerini biraz daha derine saplayıp bekledi. Kutsal sıvıya mahkûm edilmek bir lanet değil lütuftu. Sonunda besin kaynağının artık işe yaramayacağını düşünüp dişlerini boynundan çıkardı ve kızdan uzaklaştı. Dudaklarının kenarından süzülen kanla birlikte yüzünde minnet dolu bir ifade oluşmuştu. ‘ Teşekkür ederim.’ Kıza ne olduğuna bakmak için arkasını dönerken yere yığılmış bedenini görünce gülümsedi. Vera dönüştürücü vampirlerin çoğunun yapmadığı bir şeyi yapmıştı, kanı paylaşmıştı. Cebinden çıkardığı mendille ağzını silerken başını öne eğdi. İtaatkârlığı azalmaya başlamışken bugün yaşadıklarından sonra Vera’ya olan saygısının daha fazla arttığını ve asla sözünden çıkmayacağını biliyordu. Bir dahaki sefere baş vampire av aramadan önce kesinlikle beslenecekti. Domuz kafasının arka tarafından ayrılırken etrafını araştırmayı ihmal etmedi. Kızın en azından bir-iki saat sonra bulunmasını istiyordu. Böylece hastaneye gitse bile ne zaman ısırıldığını anlayamazlardı. Zaman belirlendiğinde vampirler için tehlikeli olurdu, izinden bulunmak istemiyordu. Domuz kafası boşalmış sayılırdı, içeride oturanlarda arka tarafa geçecek gibi görünmüyorlardı. Daha fazla oyalanmaya gerek görmeden adımlarını hızlandırarak uzaklaşmaya başladı. Tabutuna dönmek için sabırsızlanıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabeth Rose Wayland

Elizabeth Rose Wayland


Mesaj Sayısı : 515
Yaş : 37
Nerden : Londra

Eleanor... Empty
MesajKonu: Geri: Eleanor...   Eleanor... Icon_minitimeC.tesi Mayıs 29, 2010 5:55 pm

güç seviyesi : 80

sanırım vampir olmak istiyorsun. Değilse pm atın
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://twilightfan-tr.com/
 
Eleanor...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
House Of Night Turkey :: Arsiv-
Buraya geçin: