hilary midnight

Emily yine o her zamanki tanıdık bir o kadarda sanki saydam bir vazoyu andıran tanıdık ormandaydı.Bu orman geniş tarlalara sahip ,renkli meyve ağaçları fazla denecek kadar çok,rengarenk çiçekler ve birbirinden farklı türde kuşlarla doludu.Emily etrafını süzerek baktı.Sağ tarafında mükemmel berraklıkta şırıl şırıl akan bir şelale vardı.Diğer tarafında ise dümdüz bir çimen tarlası.Burası ağız uçuklatacak kadar muhteşem bir yerdi.Emily böyle bir yer hiç görmemişti ve olmadığınıda biliyordu.
Emily
-'Burda bir hile olmalı.'
diye aklından geçiriken o muhteşem orman birden çok ürkütücü,pis ve karanlık bir sisle dolmaya başladı.Emily korkmamıştı o kolay kolay korkmazdı.Ağaçları kaplayan sisin arkasından sesler duymaya başladı.Emily bu sesleri anlayamıyordu.Biraz daha dikkatini vererek seslere odaklandı.
Ses bir kere daha söylendi.
Ses
-'Emily' dedi.
(İşte şimdi korkmuştu.)
Emily uyandı...
-'Ah,lanet olsun.Ne kadarda güzel bir doğum günü hediyesisdi bu böyle.'
diye söylendi.
Pembe,kocaman komidinin üstündeki saat çalmaya başladı.Annesi ve babassına odasını değiştirmek istediğini söylemişti ama onlar kızlarının büyüdüğünü hala kabul etmiyolarlardı.
(etmek istemiyorlardı.)
Emily,bu gün on altı yaşına basıyordu.
07:00
Okul vakti...
Emily güzel bir kızdı.Okulda popüler yada bir kıyafete üç kıyafet parası alınacak kadar para veren kızlardan da değildi ama kendine hoş bir havası vardı.
Saçlar dalgalıydı v bu gün oaa hediye verircesine doldun ve daha dalgalıydı.Üzerine parlak,kırmızı(Bu onun en sevdiği renktl.) bir tişört ve kotpantolon giydi ve kafvaltıya indi.
Emily
-'Günaydın,anne.'dedi.
Annesi
-'Günadın,talım.'diye karşılık vardi.
Annesi her sabah olduğu gibi muazzam bir kahvaltı hazırlamıştı.Annesi.babası ve evi de Tv'de izlenen diziler gibi şirin ve hep mutluluk havasında bir evdi.Babası her zmanki gibi erken kalkıp işine gitmişti.Sadece haftasonu birlikte kahvaltı yapabiliyorlardı.Emily biraz bir şeyler atıştırdıktan sonra annesine hızlı bir öpücük kondurarak masadan kalktı.
Dışarıdan bir korna sesi geldi.Bu Zec olmalıydı.
Emily
-'Zec geldi,gitmeliyim anna.'dedi.
Annesi
-'Tamam.tatlım.Zec'e benden selam söyle.'dedi.
Emily
-'Tamam.'
Emily,kapıdan dışarı çıktı.Zec kapının önündeki siyah, spor arabanın içindeydi.Bu arabayı ona babası doğum gününde almıştı.
(Ah.Keşke benim ailemde bana böyle bir hediye alsa.)diye bir iç çekti.
Ve arabaya bindi.Zec sarışın,mavi gözlü,uzun boylu (Boyu gerçekten uzundu.) ve çok yakışıklıydı.Ayrıca duygusal ve çok nazik bir çocuktu.
Emily
(Ben on hakketmek için ne yaptım.)diye düşündü.
Zec
-'selam,Em.Doğum günü kutlu olsun.'dedi.
Cebinden süslü püslü bir hediye paketi çıkardı.Emily'e uzattı.Emily paketi açtı.
Emily
_'Ah!Zec,bu hayatımda gördüğüm en güzel hediye.Teşekkür ederim ama hiç gerek yoktu.' dedi.
Bu hediye bir kolyeydi.Kolyenin ucunda bir melek vardı.Gerrçekten güzel bir kolyeydi.Gümüş,melek küçük ama kanatları büyük ve sanki parıldıyordu.
Zec
_'Seni koruması dileğiyle.'dedi.
İkiside gülümsüyorlardı.
Okula geldiler.Sınıflarına gittiler.Zec,Emily'den bir yaş büyüktü.Ama Emily'de yaşına göre daha olgundu.Bunu farkketmeyen sadece annesi ve babasıydı.
Emily,sınıfına giderken kendinden bir yaş küçük.biraz çelimsiz ama tatlı bir yüzü olan Isabell Breadst gördü.Üzerinde sanki bir sis bulutu çökmüştü.Etrafına bakındı başka bu durumu kimsede göremedi.Emily aldırış etmeden sınıfına girdi.Kendine arka sıralardan bir yer seçti ve oturdu.Ders Kimyaydı,Emily bu dersten nefret ederdi.Kimya hocası içeri girdi ve hemen derse başladı.Ders sıkıcı bir şekilde sürerken içeri okul müdürü Fred Scattwy girdi.Müdür okulun tatil edildiğini duyurdu.Bütün sınıf havalara uçmuştu.Müdür okulun neden tatil edildiğini söyledi ve bütün sınıfın neşesi bir anda söndü.
Çünkü 9.sınıf öğrencisi Isabell Breadst Eskrim dersinde bir kaza geçirmiş ve bu kaza sonucu hayatını kaybetmişti.
(Aman,tanrım!)
Bu çok kötü bir haberdi.Bütün okul bir anda dağıldı.Zec,Emily'i bir şeyler yemek için bir hamburger salonuna götürmeyi teklif etti.
Emily bu haber yüzünden bir şeyler yiyecek durumda olmasada kabul etti.Arabayla giderken ikisininde ağzını bıçak açmıyordu.
Emily,yolda bir sürü araba gördü ama bunların arasından bir tanesi farklıydı yine o bilindik ürkütücü bir sis vardı.
Emily
-'Zec,şu arabaya bak!'
Zec
-'Hangi arabaya Em?'
Emily
-'Şuradakine üstünde sis bulutu olana.'
Zec
-'Em,o arabada hiç bir şey yok.Bu son olay seni biraz sarstı sanırım hayal görüyorsun.'
Zec ,Emily'e inanmamıştı.Ama görüyordu işte oradaydı arabanın içindekileri sarmıştı.
Zec,arabanın yanından geçip gitti.Hamburger salonuna vardılar ve bir şeyler ısmarladılar.Emily hala o sisi nerden tanıdığını hatırlamaya çalışıyordu.
Birden Tv kanalları bir son dakika haberiyle kesildi.Şehirde iki araba çarpıştılar ve biri şarampole yuvarlandı.Yuvarlanan arabanın içinde dört kişilik aileden hiç biri kurtulamadı.Tv kanalı canlı yayına bağlandı ve arabayı gösterdi.
(Ah!aman tanrım.)
Bu Emily'nin o sis bulutunu üzerinde gördüğü arabaydı.O anda Emily her şeyi hatırlamaya başladı.Sisi rüyasında görmiştü,Isabell'in üstünde ve arabadaki insanların üstünde...
Neler oluyordu böyle?
Hepsi bir tesadüf müydü?
Bunun anlamı neydi?
Emily hiç bir anlam vermedi sadece korkmaya başladı.....

teşekkrüler... 3.sınıf çaylak olmak istiyorum

Ailemize hoşgeldin tatlım =) Hemen hallediyorum

Tekrar teşekkürler ... =)) ayyy yaşasınnn (:

Canım yanlız birçok kez uyarı yaptık.
Hilary Ayl1n Midnight adındaki Ayl1n kısmını düzeltirsen sevinirim. Ve oda arkadaşın sitedenb bir üye olabilir bunun için de başvuru var. Ayrıca özel gücünü başvuru sonucu adminler verir kafamıza göre yazmıyoruz.

çok özür dilerim sitenin kurallarını daha yeni öğreniyorum hemen yaptığın uyarıları değiştiriyorum (: