House Of Night Turkey
House Of Night Turkey
House Of Night Turkey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Gece Evinin Karanlık Dünyasına Ho
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Jason Brandon Oliver

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Royce Clayton Fielding

Royce Clayton Fielding


Mesaj Sayısı : 8
Yaş : 28
Nerden : Tulsa

Jason Brandon Oliver Empty
MesajKonu: Jason Brandon Oliver   Jason Brandon Oliver Icon_minitimeCuma Ocak 01, 2010 5:33 am

5.sınıf çaylak olabilir miyim?

Hayat bir oyun, kışın sahte güneşine benzeyen bir hilekâr… Belki anlamsız bir söz… Önceden anlamı vardı belki diye düşündü Melanie. Şu iğrenç vampir hayatından önce... Yaşamanın anlamı vardı, çünkü hayat kısaydı ve bu kısacık ömrü dolu dolu geçirmeliydi. Şimdi ise boş diye düşündü. Hiç sonu olmayan bir hayattı onun hayatı. Tıpkı dipsiz bir kuyu gibi… Bir tanecik kardeşi hariç tüm sevdiklerini kaybetmişti ve kaybedecekti zaten. Kollarıyla dizlerini sarmış top gibi oturuyordu ve giydiği kotun kumaşına bakıyordu. Aslında bakıyordu ama görmüyordu sanki. Anlamsız bakmak görmek sayılır mıydı ki? Zihni o kadar allak bullaktı ki ne düşüneceğini bilemiyordu. Aslında böyle şeyleri düşünmeyi bırakalı yüzyıllar olmuştu. Ancak bugün onun yeniden doğduğu gün herkese göre doğum günüydü. Melanie buna bir türlü sevinemiyordu. Çünkü o bu hayattan nefret ediyordu ve vampir olduğu gün onun doğduğu gün değil ancak öldüğü gün olabilirdi. Yani bugün onun doğum günü değil ölüm yıldönümüydü. Göz kapaklarını usulca kapattı. Gecenin tatlı sesine usulca kulak verdi. Onlar gecenin efendileriydi ya! Hah! Diye düşündü kendi kendine. Ne iğrenç bir hayattı bu. Yaşamak için illa başkalarını öldürmek mi gerekti? Ya da aşık olamaz mıydı? Sevgiden yoksun bu geceye mahkûm mu edilmişti? Başını bu saçma düşünceleri zihninden atmak için iki yana salladı.
-“Lee?” Bakmasına gerek yoktu. Ona kimin seslendiğini biliyordu. Tabii ki bir tanecik ikizi Loura.
-“Buradayım Loura” diye seslendi tiksindiği bu tiz sesiyle.
-“Niçin buradasın? Hadi doğum gününü kutlamayacak mıyız?” Başını iki yana salladı Lee.
-“İstemiyorum Loura. Bence bugün benim doğum günüm değil ölüm yıldönümüm!” Lisha’nın yüzünden birçok duygunun geçtiğini gördü Lee. Şaşkınlık, hüzün… Loura tam ağzını açıyordu ki sustu ve konuşmak yerine usulca kardeşinin yanına oturdu ve kardeşinin sırtını sıvazladı.
-“Biliyorum canım. Hiçbirimiz istemiyorduk ve hiçbirimizin elinde değildi bu hayat seçimi. Fakat ne olduysa oldu ve buna yapacak bir şey yok tatlım.” Toparlandı ve başını kardeşinin omzuna koydu Lee.
-“Bu da bugün benim ölüm yıldönümüm olduğu gerçeğine bir ispat ya! Sadece olana ve Ölüm e çare yok derler ve ben öldüm. İşte bunun da geri dönüşü yok.” Ağlayabilseydim kesin ağlardım diye düşündü Lee. Beklide küçük bir insani özellik bir damla göz yaşı için şuan neleri feda etmezdi. İç çekti ve pencereden dışarı bakmaya koyuldu. Şafak sökmeye başlamıştı ve bugün hava güneşli olacaktı. Bu demekti ki bugün evde kalacaklardı ya da avlanmaya gideceklerdi. Gerçi daha dün avlanmışlardı ama beklide birazcık küçük bir gezinti ve biraz kan kafasını dağıtmaya yetebilirdi. Iykk diye düşündü. Yüzyıllardır kan düşüncesinden kendini ne kadar da tiksindirmeye çalışsa da bazen kan için sadece kan için yaşadığını düşünmüyor da değildi. Loura sessizliği birden bozarak
-“Şafak söküyor. Yine insanlar için yeni ve umutlu bir gün. Peki bizim için?” Durdu ve Lee’nin doğrulmasına izin verdi ve gözlerinin içine bakıp devam etti:
-“Niçin sadece insanlar için umut dolu güzel bir gün olsun? Bizim içinde güzel bir gün olabilir öyle değil mi?” Bunu soru gibi sormuştu ama gözleri alev alevdi. Lee bu bakışları tanıyordu. Bu bakışlar aslında “Topla kendini! Bugün güzel bir gün olacak!”


diye emir
veren bakışlardı. Loura ayağa kalktı ve ve kardeşine elini uzattı. Lee gülümsedi. Bu sıcak gülümsemeye ve teorik olarak soğuk olan ancak Lee’nin kalbini ısıtan bu ele kim hayır diyebilirdi ki? Loura’nın kendisine uzattığı eli tuttu ve ayağa kalktı. Aslında buna gerek yoktu. Refleksleri o kadar iyiydi ki kendi başına da birazcık bile yorulmadan hatta vampirlere özgü hızlı ve zarif bir biçimde ayağa kalka bilirdi ancak bu sıcak el onun içeride bir yerde saklı eski insan Lee’yi yüzeye çıkarmasında yardımcı oluyordu. Ayağa katlı ve kız kardeşine sarıldı.


-“İyi ki varsın Loura. Bu dipsiz karanlık kuyuda hep elimi tutan aydınlık fenerim ol olur mu?”
-“Her zaman Lee Sonsuza dek!” diye fısıldadı Loura. Belki de o da ağlayabilseydi şuan ağlardı. İki kardeş sıkıca birbirlerine sarıldılar. Sonsuz bu hayatta Lee için hatırlamak istemediği ancak asla unutmayacağı bu günde Lee’yi sıkıca saran bu sevgi, onun için eğer bu güne cidden doğum günüm diyebilecekse en güzel hediyeydi…

Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör
sahnede bir ileri, bir geri saatini doldurur
ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır
gürültücü bir salağın anlattığı
ki yoktur hiç bir anlamı…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victoria Emily Kerr

Victoria Emily Kerr


Mesaj Sayısı : 620
Yaş : 31
Nerden : Londra

Jason Brandon Oliver Empty
MesajKonu: Geri: Jason Brandon Oliver   Jason Brandon Oliver Icon_minitimePaz Ocak 03, 2010 12:23 am

Güzel bir rpgydi. Akıcılığı sağlanmıştı ve yazım imla hatası yoktu. Uzunluğu da biraz daha uzun olsa iyi olabilirmiş ama olsun iyiydi. Ruhsal karakter analizi ve karakterin içerisinde olduğu zor durumu anlatman güzeldi.
70*
iyi rpgler kendini geliştireceğine eminim!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://houseofnightseries.yetkin-forum.com
 
Jason Brandon Oliver
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Brandon Thomas Alkas

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
House Of Night Turkey :: Arsiv-
Buraya geçin: