Blair Ann Henderson

Yasak Aşk

Dışarıda yağmur yağıyordu, doğal olarak hava kapalıydı.Böyle bir günde mi evlenecekti Catherine?
Catherine üzgün ve nemli gözlerle aynaya bakıyordu. Bugün hayatının en kötü günüydü. Sadece dakikalar sonra Prens William ile evlenip İngiltere prensesi olacaktı. Ama Catherine bunun yerine ölmeyi tercih ederdi.

Küçüklüğünden beri gelinliği ile düğününü kafasında canlandırırdı. Ilık bir yaz gününde kır düğünü olacaktı.Görenin dönüp bir daha bakacağı kabarık etekli, üzerinde bol işlemeleri olan , gösterişli bir gelinlik giyecekti. Sevdiği adamla masallardaki gibi mutlu bir şekilde evlenecekti.
Bir de şimdiki giydiği gelinliğe bakıyordu. Tek süslü yeri dantel işlemeli, biraz derin yuvarlak yakasıydı. Kolları, yuvarlak hatlı ve güzel omuzlarını ortaya çıkaracak şekilde düşük ve boldu.Göğüs altından kalçalarına kadar olan bölüm kat kat ve korse gibi sarmıştı.Etek bölümü ise bol tülden oluşan yürüyünce oraya buraya saçılan küloş tarzıydı.
Saraya leydilik görevi için geldiği ilk günden beri hep en iyisi olmak için çalışmıştı.Karşılığını almıştı da, kraliçe yadımcıları arasına girmişti. Kraliçenin gözünde ayrı bir yeri vardı.
Bir an içi burkuldu. Robert ile karşılaştığı ilk an aklına geldi. İlk ve son aşkı olan Robert..Son zamanlarda aklına geldiyse de unutmak istediği tüm hatıralar gözlerinin önünde canlandı. Sanki silmek,unutmak istercesine kafasını hafifçe iki yana salladı.Ama nereye baksa O'nu görüyordu. Kaçış yoktu...

İlk karşılaşmalarını hatırladı.Sarayda maskeli balo yapılıyordu.Catherine en yakın arkadaşı Liz ile konuşurken Robert yüzünde maskeyle yanına gelmişti:
-Bu dansı bana lütfeder misiniz?
Catherine kafasını çevirip ona baktığında sanki olacakları görmüştü.Bu genç adama birden '' Evet '' diye yüksek sesle bağırmak istemişti.Ama bu davranışı bir leydiye yakışmazdı kibarca elini Robert'ın eline bırakıp yavaşça gülümseyerek :

-Tabi.. demişti ve kendini onun güvenilir kollarına bırakmıştı. Vals yapmaya başladıklarında sanki gökyüzüne yükselmişlerdi sanki yalnız o ve kendisi vardı salonda.Onda farklı birşeyler vardı.Bunu hissedebiliyordu.Şimdiye kadar sarayda birçok balo olmuştu ve Catherine birçok lord ile dans etmişti. Ama bu farklıydı işte... Sadece o şarkıda değil balo bitene kadar dans etmişlerdi ve ikisi de bunun farkına varmamışlardı. Arkadaşı Liz gelip yüzünde mahcup bir gülümsemeyle balonun bittiğini söylerken Catherine'nin alnı Robert'ın çenesindeydi.
İşte böyle başlamışlardı... Sonlarının böyle olacağını kim tahmin edebilirdi?

Gözünden bir damla yaş daha süzüldü.Çenesinin altından gelinliğine damladı.Böyle devam ederse gelinliği sırılsıklam olacaktı .Karnında bir ıslaklık hissett.Bakışları oraya kaydı,daha şimdiden küçük bir gölcük oluşmuştu bile... Bakışları oraya takıldı elini annelik içgüdüsüyle karnına koydu.İşte Robert'dan ilk ve son parçası karnındaydı. Yasak aşklarının meyvesi 2 haftalıktı. Daha karnı belli olmuyordu ama o yine de gelinliğinin altına korsesini giymişti.Ona her ne pahasına olursa olsun bakacağına söz vermişti kendi kendine. Ve yine kendinden başka kimse bu sırrı bilmiyordu.
Tam o sırada kapı iki kez tıklandı.Catherine elinin tersiyle gözyaşlarını sildi.Neyse ki gelen en yakın arkadaşı Liz'di. Liz Catherine'nin bu evliliği istemediğini biliyordu. Şöyle bir bakınca Liz bile Catherine'den daha gösterişli giyinmişti.

-Nerelerdesin sen? Herkes salonda, seni bekliyor. Prens William 3 kez bana seni sordu.
-Buradayım işte! dedi Catherine sesinin kızgın çıkmasını istemişti ama üzgün çıkmıştı. Liz durumu anlamıştı.Catherine'nin yanına gelip omuzlarını sıvazladı:
-Güçlü olmak zorundasın Cath... Hadi göz makyajını düzeltelim.
-Bence tamamen silelim, kimseye güzel görünmek istemiyorum.
-O da gelmiş...
-Olamaz! Robert' da mı burada?
-Evet.Sarayda bulunan lordlardan birisi olduğu için gelmesi şarttı.
-Liz bana akıl ver! Onun gözlerinin önünde nasıl William 'a'' Evet '' derim bunu nasıl yaparım?

Liz bu sırada Catherine'nin gözyaşları tekrar boşalmadan makyajını yapmaya girişti. 1-2 dakika sonra Prens William Henderson kapıyı çalıp kibarca içeri girdi.Catherine müstakbel kocasına alıcı gözle bakmaya çalıştı.Kumral saçları, tatlı yeşil gözleri, uzun boyu ve biçimli vücuduyla çoğu genç kızın hayallerini süsleyebilirdi,süslüyordu da... Ama kendisi için bu geçerli değildi. Evlenmeden önce birkaç leydinin William'lı hayallerini duymuştu.Şimdi onlar Catherine' e düşman gözüyle bakıyorlardı.
Kral ve kraliçe de dahil olmak üzere Robert ve Catherine'nin birbirini sevdikleri herkes tarafından bilinen bir gerçekti. İlişkileri boyunca William , Catherine ve Robert'ı hiç çekememişti. Robert' da bu davranışlarından dolayı William'ı sevmiyordu. Sanki o zamanlardan anlamış, Catherine'i uyarmıştı. Kral bu çifti seviyordu, ama elbette oğlunu daha çok seviyordu o yüzden William ne derse akan sular dururdu. İşte ilişkileri de William tarafından durdurulmuştu.


William gülümseyip başını hafifçe yukarı doğru kaldırarak:
- Yüce Tanrım! Bana yanındaki meleklerden birisini gönderdiğin için sana teşekkür ediyorum ,dedi. Sonra Catherine'ye yaklaşıp, elini yanağına koydu: '' Benim meleğim'' diye fısıldadı.
Hiçbir zaman sevemeyecekti bu adamı...

Sonra alt kattan müzik sesi duyuldu. William elini Catherine'ye uzatıp: '' Bizi çağırıyorlar'' dedi.
Catherine son kez kendisine aynada bakıp elini isteksizce William'a uzattı. William her an kırılacakmış gibi kibar bir şekilde Catherine'nin elini kavradı.
Acaba bebeğini William'a nasıl yutturacaktı? William kurnaz ve uyanık biriydi, kesin anlardı .Son derece mantıklı bir plan yapması gerekiyordu. Evet , CAtherine borda halılı beyaz mermer merdivenleri inerken bunları düşünüyordu. Salona girmeden önce son kez William'a baktı.Mutlu olduğu gözlerinden anlaşılıyordu.
İçeri girince doğal olarak büyük bir alkış koptu.Cath zoraki bir gülümsemeyle karşılık verdi. Saniyeler kadar kısa bir süre sonra gözleri Robert'ın gözleriyle buluştu. Gözlerinden neler yaşadıkları belli oluyordı. Acı,keder,hüzün,öfke...
Cath'in gözleri buğulanınca Robert'a bakmaktan vazgeçti.Yoksa herşey altüst olacaktı. Dans müziği başladı ve William ile dans etti. Sonra kral gelip eşleri değiştirme teklifi edine Cath kral ile,William annesi ile dans etti.
Bir saat kadar sonra Catherine gürültüden bunalıp dışarı çıkmaya karar verdi.Üzerine kısa,beyaz kürkünü alıp kendini arka bahçeye attı. Kenara kadar yürüdü, ileriden deniz dalgalarının sesi geliyordu. Rüzgar, yağmurdan sonraki toprak kokusunu her tarafa saçmakla meşguldü. Kısa bir süre sonra ayak sesleri duydu. Tahmin etmek zor değildi,gelen Robert'tı. Catherine'nin yanına gelip,durdu.Şimdi ikisi de denize bakıyorlardı. Neden sonra Robert:
-Evleniyorsun ? dedi. Soru sormaktan çok bilinen birşeyi doğrulamakt ı bu. Catherine 'herşeyi açıklamak için en doğru zaman' diye düşünerek Robert'a döndü. Robert y ışığında karşı konulamaz bir şekilde ona bakıyordu.
-Robert ben.... Robert aradaki bir adımlık mesafeyi kapatarak başparmağını Cath'in dudaklarının üzerine koydu:
-Şşşh... Hiçbirşey açıklamak zorunda değilsin. Hala beni sevdiğini ve o adamla zoraki evlendiğini biliyorum. Yani gözlerinden bu anlaşılıyor,dedi Catherine:
-Evet, dedi. O sırada Robert ona yaklaşıp öpmeye başladı. Tabi ki Catherine nerede,nasıl olursa olsun asla karşı koyamazdı.

O sırada küpesini takmadığının farkına varan William'ın kızkardeşi Elizabeth odasındaydı. Aksilik bu ya, onun odası arka bahçeye bakıyordu. Elizabeth kendine aynada beğenen gözlerle baktıktan sonra gözleri cama ilişti. Gözleri gördüğü şey karşısında şaşkınlıkla açılmıştı. Hayır! Bu olamazdı. Biricik,örnek aldığı yengesi daha şimdiden abisine bunu yapamazdı. Öpüştüğünün kim olduğunu görmek için cama yaklaşıp dikkatlice baktı. İşte o an bayılabilirdi. İçten içe büyüttüğü,kimseye söyleyemediği aşkı Lord Robert'tan başkası değildi bu. Hala ilişkileri devam ediyor olamazdı. Kızgınlık ve kırgınlıkla perdesini hiddetle çekti,zira daha fazla katlanamayacaktı bu sahneye...

* Blair Ann Henderson olmak istiyorum ,umarım beğenirsiniz

Ben beğendim. Boleyn kızını okudun mu?? Ben okudum da Robert falan, öyle bir hava sezdim. Aslında benzemiyor hiç ama Robert Kraliçe'nin Soytarısında falan vardı, bu da öyle bir hikaye olunca konu olarak. Aman her neyse.
Gayet hoş bir rp'ydi. Noktalamada hata vardı. Noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakılır. Betimlemeler çok azdı ama metin bunu gerektiyordu. Bazı yerlerde anlatım bozuklukları vardı. Bunun dışında konuşmacının ses tonu üzerine biraz daha fazla yoğunlaşmalısın.

70*

Ayrıca o isimle karakter almak istiyorsan üye adını o isim yapmalısın. Ve ne olacaksn?? Öğrenciysen kaçıncı sınıf profesör olmak istiyorsan da gerekli yere başvurmalısın.