Annesinin arabasından atlayıp derin bir nefes aldı. İlk kez bir sete giriyordu, üstelik bir oyuncu olarak. Bir kaç ay sonra bu stüdyoda yaşadığı şeylerin çoğunluğu beyaz perdeye yansıyacak ve milyonlar onu izleyecekti. Bir kuşun kanat çırpışı gibi çarpan kalbini sakinleştirmeye çalışarak içeri girdi. Henüz oyuncu kadrosundan kimse yok gibi görünüyordu. Yakalarında veya herhangi bir yerlerinde mikrofon olan, setle uğraşan tonlarca insan vardı. Etrafa melül melül bakarken gözünde Ray Ban gözlükler olan, halka küpeli, marka giyinen, manken fizikli siyahi bir bayan yaklaştı. Ya otuz ya da kırk vardı yaşı. "Merhaba tatlım. Ben filmin yönetmeni Stephanie. Sen de Faith olmalısın. Senin gibi yetenekli ve hevesli gençleri bu sektörde görmek çok heyecan verici. İster seti gez, ister diğerlerini beklemek için şurada bir yere otur. Burayı evin gibi bil." dedi ona gülümseyerek. Çok iyi birine benziyordu. Faith bir kenarda duran deri koltuğa kendini yığdı ve telefonunu kurcalayıp birilerinin gelmesini bekledi.
Bir süre sonra diğer oyuncular da sete gelmeye başladı. Deneyimli ve deneyimsiz olanları kolayca ayırt edebiliyordu Faith. Bunun için ileri bir zeka gerekmediğini de biliyordu. Marka giysileri, ağır parfümleri, etrafına toplanan dalkavuklar, kendine oldukça güvenen tavırları, etraftaki herkesi tanımalarıyla oldukça dikkat çeken oyuncular; belli ki ünlü ve epey deneyimliydiler. Örneğin Beth ve Pixie gibi. Onları tanıyordu elbette, bir sürü film ve dizide görmüştü, ama tanımasa bile onların bu farkını ayırt edebilirdi. Diğer yandan, daha az deneyimli oyuncular birileriyle tanışmaya çalışıyor, etrafı inceleyip diğerlerinin ne yaptığına bakıyor ve bir şekilde uyum sağlamaya çalışıyorlardı. Telaşlı ve çekingen tavırları da kendilerini belli ediyordu. Ne yazık ki Faith de onlardan biriydi. Sonra aralarına girip kaynaşmaya çalıştı. Bir kaçıyla tanıştı ve bir çok ortak noktaları çıktı.
Gittikçe yaklaşan topuklu ayakkabı seslerini Stephanie'nin gür sesi takip etti. "Hadi bayanlar, giyim ve makyaj zamanı!" Herkes aralarında gülüşüp konuşmaya başladı ve makyözler her birinin yüzünü inceleyerek uygun tonları seçmeye başladılar. Yine deneyimli oyuncular özgüvenlerinden aldıkları güçle sürekli "Hayır o ton bana gitmez, bence şunu kullanmalısın. Ah hayır hayır hayır, bu ruju asla sürmem. Şu far gözlerimi daha çekici gösterir." gibi yorumlarla makyözlerin seçimlerine karışıyorlardı ama Faith halinden memnun, sadece oturmuş aynada kendisine yapılanları izliyordu.
*****
Başka bir sitedeki RP'mdir. Ben 5. sınıf çaylak olmak istiyorum.
Salı Mayıs 25, 2010 1:19 am